Yakın Doğu Üniversitesi’nin Geliştirdiği COVID-19 Önleyici Nazal Sprey, Bilim Dünyasında Ses Getirmeye Devam Ediyor
Eklenme Tarihi: 23 Ağustos 2021, 13:59


Yakın Doğu Üniversitesi’nin geliştirilmesinde proje ortağı olduğu COVID-19 önleyici nazal spreyin, insanlar üzerindeki etkinliğinin analiz edildiği iki bilimsel makale, alanının en prestiji bilimsel yayınlarından “European Review for Medical and Pharmacological Sciences”a kabul edildi.

Yakın Doğu Üniversitesi’nin geliştirilmesinde proje ortağı olduğu COVID-19 önleyici nazal sprey bilim dünyasında ses getirmeye devam ediyor. Henüz geliştirilme aşamasındayken, Acta Biomedica dergisinde COVID-19’la mücadelede sahip olduğu yüksek potansiyele vurgu yapan iki makale yayınlanan nazal spreyin etkinliğinin analiz edildiği iki yeni makale ise alanının en prestiji bilimsel yayınlarından “European Review for Medical and Pharmacological Sciences”tan kabul aldı.

Makalelerde, Yakın Doğu Üniversitesi, Perugia Üniversitesi, Avrupa Biyoteknoloji Derneği (EBTNA) ve İtalyan MAGI Group ortaklığında geliştirilen koruyucu spreyin içeriğinde bulunan ve zeytin yapraklarından elde edilen doğal bileşenler olan alfa-siklodekstrin ve hidroksitirosol etken maddelerinin etkinliği konu ediliyor.

Nazal spreyin insanlar üzerinde elde ettiği başarılı sonuçlar bilim dünyasının gündeminde
Science Citation Index (SCI) kapsamında yer alan en önemli yayınlardan European Review for Medical and Pharmacological Sciences’tan kabul alan iki yeni makale koruyucu nazal spreyin insanlar üzerindeki sonuçlarını analiz ediyor. “Bioinformatics molecular docking study and review of the existing literature about the role and interactions of hydroxytyrosol and alpha-cyclodextrin in the lipid raft-mediated endocytosis process of SARS-CoV-2 virus” ve “In vitro and human studies on the efficacy of alpha-cyclodextrin and hydroxytyrosol against SARS-CoV-2 infection” isimli makaleler, koruyucu nazal spreyin insanlar üzerindeki etkinliğini ortaya koyuyor.

Yapılan ilk testlerde tavsiye edilen konsantrasyon aralığında spreyin, fizyolojik ortamda güvenli olduğu belirlenmiş bu aşamanın ardından, ürünün gönüllü insanlar üzerinde denenmesi aşamasına geçilmişti. Makalede açıklanan sonuçlara göre, nazal spreyi 15 gün boyunca günde 4 kez (her bir doz 4 puf) burunlarına uygulayan bireylerde hiçbir yan etki gözlenmedi. Çalışmaya katılan tüm bireyler çalışmanın başlangıç ve bitiş süreci boyunca SARS-CoV-2 negatif olarak kaldı.

Çalışması tamamlanan ve yayın aşamasında olan bir diğer araştırmada ise nazal sprey, yüksek risk kategorisinde olan bireyler tarafından 30 gün boyunca kullanıldı. Çalışmaya katılan bireyler spreyi kullandıkları dönem içerisinde SARS-CoV-2 negatif olarak kaldı ve hiçbir yan etki gözlenmedi. Bunun yanısıra spreyin endositozda görev alan genlerin ifadesini azalttığı ve hücre kültüründe SARS-CoV-2’ye karşı etkin olduğu da saptandı.

Sonuçları yayınlanan makalelerle bilim çevreleriyle de paylaşılan araştırmlar, koruyucu nazal spreyin SARS-CoV-2 enfeksiyonuna karşı savunmayı iyileştirdiği, toksik etkisinin bulunmadığı ve viral partiküllerin sentezini azalttığından güvenli ve etkin olduğu kanıtlamış oldu.

2020’de taşıdığı potansiyele dikkat çekilmişti
Daha önce 2020’de önemli bilim dergilerinden Acta Biomedica’nın 91’inci sayısında hakkında iki makale yayınlanan koruyucu nazal spreyin, alfa-siklodekstrin ve hidroksitirosol içeren gıda takviyesi olarak COVID-19’la mücadelede taşıdığı potansiyel incelenmişti. “A pilot study on the preventative potential of alphacyclodextrin and hydroxytyrosol against SARS-CoV-2 transmission” ve “Pilot study for the evaluation of safety profile of a potential inhibitor of SARS-CoV-2 endocytosis” isimli makalelerde zeytin yapraklarından elde edilen Hidroksitirosol’ün anti-viral, anti-inflamatuar ve anti-oksidan özelliklerine vurgu yapılarak özellikle influenza virüsü, HIV veya koronavirüsler gibi zarflı virüslere karşı geniş spektrumlu bir antiviral aktiviteye sahip olduğu ifade edilmişti. Diğer yandan spreyin bir diğer bileşeni olan alfa-siklodekstrin ise SARS-CoV-2’ye özgü ACE2 reseptörünün lokalize olduğu lipid tabakadaki sfingolipidleri tüketerek SARS-CoV-2 hücreye girerek kendisini kopyalamasını önlediği saptandı. Acta Biomedica’nın yayınladığı makaleler bu iki aktif maddenin birleşimi olan koruyucu nazal spreyin kullanılmasıyla birlikte SARS-CoV-2’in en etkin bulaş yollarından olan solunum yoluyla bulaşmasının engellendiği ve antiviral etkisi ile virüsün etkisizleştirildiğine vurgu yapılmıştı.

Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “COVID-19 önleyici nazal sprey ile ilgili makalelerimizin kendi alanlarının en saygın ve prestijli yayınlarında yer alması, Yakın Doğu Üniversitesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bilim dünyasının ne kadar önemli bir parçası olduğunu göstermesi açısından da ayrıca kıymetli.”
COVID-19’la mücadele için İtalyan meslektaşları ile birlikte geliştirerek kullanıma sundukları koruyucu nazal spreyin taşıdığı potansiyelin geliştirilme aşamasından itibaren bilim dünyasında ilgiyle izlendiğini söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, spreyin insanlar üzerindeki sonuçlarının analiz edildiği iki makalenin de Science Citation Index (Sci) kapsamında yer alan en önemli yayınlardan “European Review for Medical and Pharmacological Sciences”tan kabul aldığını belirtti. Prof. Dr. Şanlıdağ, “Türk ve İtalyan bilim insanlarının birlikte hazırladığı makalelerin, kendi alanlarının en saygın ve prestijli yayınlarında yer alması, Yakın Doğu Üniversitesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bilim dünyasının ne kadar önemli bir parçası olduğunu göstermesi açısından da ayrıca kıymetli” ifadesini kullandı.