Kıbrıs Türk Şiirinin Usta Kalemlerinden Osman Türkay ve Özker Yaşın, Bronz Büstleri ile Surlariçi Şehir Müzesinde
Eklenme Tarihi: 08 Şubat 2021, 11:20


Surlariçi Şehir Müzesinin, Kıbrıs Türk edebiyatına, tarihine ve kültürüne katkı yapan Kıbrıslı Türk yazarlara yer verdiği “Kıbrıs Türk Yazarları Büst Koleksiyonu” yeni isimlerle büyümeye devam ediyor. 2001’de kaybettiğimiz, “uzay şairi” olarak anılan Osman Türkay ve 2011’de kaybettiğimiz çok yönlü bir yazar olan Özker Yaşın, bronz büstleri ile Surlariçi Şehir Müzesinde yer alıyor. Ocak ve Şubat aylarında ölüm yıl dönümleri anılan Kıbrıs Türk şiirinin ustaları, daha önce bronz büstleri yapıldığı açıklanan Kıbrıs Türk Edebiyatının ilk romancısı Kaytazzade Mehmet Nazım ve Kıbrıs Türk modern romanının babası Hikmet Afif Mapolar ile birlikte Surlariçi Şehir Müzesinde yaşayacak.

Nobel’e Aday Gösterilen Uzay Şairi
Uzay şairi olarak anılan Osman Türkay, sadece Kıbrıs Türk edebiyatının değil dünya edebiyatının da en özgün isimlerinden biri olarak biliniyor. İki kez Nobel Edebiyat Ödülü’ne de aday gösterilen Ozanköy doğumlu Kıbrıslı şair, eserlerinde makro ve mikro kozmosu ele alarak insanları evrenin dengesini korumak için barışa ve uyuma çağırıyor.

Modern dünyayı, mitolojilerde konu edilen kaosun beklediğini düşünen şair, insanların yabancılaşarak manevi değerlerini kaybetmelerini ve birbirileri ile savaşmalarını bu kaosun habercisi olarak görüyordu. Doğadaki ve insan ruhundaki kaosa karşı çıkmak için yazdığını belirten ozanın eserlerine ise Türk mitolojisi, çağdaş evren bilim ve Yunus Emre, Mevlana gibi Türk mutasavvıflarının hoşgörü, insanlara sevgi, saygı anlayışları kaynaklık etti.

1988 ve 1990’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen tek Kıbrıslı Türk şair olan Osman Türkay, Kıbrıs, Türkiye ve İngiltere’de birçok gazeteye yazılar da yazdı. Ayrıca Türkay’ın şiir kitaplarının yanı sıra deneme, edebiyat eleştirisi ve oyun türünde de birçok eseri bulunuyor.


Adanın Usta Şairi Surlariçi’nde…
Surlariçi Şehir Müzesinde bronz büstü ile yer alacağı açıklanan bir diğer isimse Özker Yaşın. Şair kimliğinin yanı sıra romancı ve gazeteci olarak da çok sayıda eser veren Yaşın, aynı zamanda KKTC Kurucu meclisinin de üyelerinden biri. Çok yönlü bir yazar ve insan olan Özker Yaşın 1932’de Lefkoşa’da doğdu. İlk gençlik yıllarını İstanbul’da geçiren Yaşın, 1950’de Kıbrıs’a dönerek gazetecilik ve radyo televizyon programcılığı yapmaya başladı. Daha sonra kitabevi, ardından basım evi kurdu, ‘Savaş’ gazetesini yayımladı. Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin kuruluşuna katıldı. 1970-1976 döneminde milletvekilliği yaptı. Kıbrıs’ın hemen hemen bütün gazete ve dergilerinde, Türkiye’de ise özellikle “Varlık” dergisinde adını duyurdu. “Serbest Şiir” ile “Milliyetçi Şiir”in önde gelen şairi oldu. Kıbrıs Türk Şiiri’ne, Türkçesi, şiir estetiği, kaynakları, teması ve üslubuyla gerçek bir yenilik getirdi. Uzunca bir dönem, adanın “usta şair”i olarak bilindi ve izlendi. Şiirlerinde destansı bir atmosfer yaratan Özker Yaşın, oyunları ve romanlarıyla da Kıbrıs Türk Yazınına büyük katkı yaptı. 1986’da İstanbul’a yerleşti. Ölene dek orada yaşadı. Özker Yaşın sadece çok tanınmış bir şair değil aynı zamanda Kıbrıs Türk Edebiyatının birçok alanında eserler kaleme almış usta bir yazardı. Bu bağlamda roman türünde en çok eser veren ve romancı niteliği kazanmış yazarlardan biridir. Kıbrıs Türk Yazının usta kalemi, 6 Şubat 2011 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti. Yaşın’ın naaşı Kıbrıs’a getirilerek devlet töreniyle son yolculuğuna uğurlandı.

Osman Türkay’ın “Dalları Yeryüzünde – Ağaç” şiirinden dizeler…
Dalları Yeryüzünde – Ağaç
Gözlerim röntgen gibi delip geçiyor duvarları
Kentin sokaklarını dolaşıyorum şimdi
İlk karşılaşmamız bu seninle galiba Bay Robot
Günaydın. Uğultular kulaklarımda bir yeni uzay çağı
Bak nasıl çalışıyor makinelerimiz, vitrinlerimiz
Gövdelerimizin gizlerini çözemeyen laboratuvar
Betikler, günceler, renkli dergiler

En eski uzay çağından bana ses ver usum
Ben yeryüzünde yabancı, ben yeryüzünde konuk
Yerçekimini aştım kökümü arıyorum

Özker Yaşın’ın “Dumanlar Senfonisi” şiirinden dizeler…
Dumanlar Senfonisi

Hoyrat bir rüzgar uçurdu saçlarını,
Kadın son defa “elveda” dedi,
Yüzünde umutsuz günlerin hüznü vardı
Ve dumanlı dumanlıydı gözleri..

Vapur yavaş yavaş uzaklaşırken
Yaman bastı gariplik yaman.
Bir çaresizlik sardı dört yanını
Ufukta yalnız kara bir duman..