Girne Üniversitesi 60 + Tazelenme Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen III. Uluslararası Yaşlanan İnsan ve Toplum Sempozyumu 19 Şubat Çarşamba günü saat 09.30’da kampüste gerçekleştirildi.
Girne Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlkay Salihoğlu, Yakın Doğu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep Onur, “60+ Tazelenme Üniversitesi” Koordinatörü Yard. Doç. Dr. Emete Toros, rektör yardımcıları, Genel Sekreter Fehmi Tokay, dekanlar, akademisyenler, 60+ Tazelenme Üniversitesi’nin öğrencileri ve diğer fakülte öğrencilerinin katıldığı sempozyuma ilginin yoğun olduğu gözlendi.
Sunuculuğunu Eğitim Fakültesi’nden Uzman Sevda Yolcu’nun yaptığı sempozyumda; Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölüm Başkanı ve 60 + Tazelenme Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. İsmail Tufan, Avusturya Hull Üniversitesi Gerontoloji ve Demografi Kürsü Başkanı Prof. Dr. Bernd Seeberger, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Yard. Doç. Dr. Fzt. Özge Çakır ve Nöroloji Uzmanı Dr. Melih Vural ise konuşmacı olarak yer aldı.
“Prof. Dr. İlkay Salihoğlu: 60 + Tazelenme Üniversitesi Katılımcı Sayısını Arttırıyor“
Rektör Prof. Dr. İlkay Salihoğlu sempozyumun açılışında katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, 60+ Yaş Üniversitesi’nin kuruluşundan bu yana katılımcı sayısını arttırdığını ifade ederek emeği geçenlere teşekkür etti. Salihoğlu başta Prof. Dr. İsmail Tufan ve Yard. Doç Dr. Emete Toros olmak üzere sempozyumun hazırlayıcılarına ve katılımcılarına da şükranlarını sundu. Bu etkinlikleri gerçekleştirirken katılımcıların memnuniyet düzeyini temel aldıklarını ve söz konusu sempozyumun da bu çerçevede düzenlendiğini belirten Rektör Prof. Dr. İlkay Salihoğlu, bir sosyal sorumluluk organizasyonu olarak gördükleri programdan desteğini esirgemeyen Günsel ailesine ve Yakın Doğu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep Onur’a özel olarak teşekkür etmek istediğini kaydetti.
Daha sonra açılış konuşması için söz alan Prof. Dr. İsmail Tufan ise Akdeniz Üniversitesi bünyesindeki 60+ Yaş Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinin selamını iletti. 20. Yüzyılın gerçeğinin yaşlanan toplumlar olduğunu ve bu önlenemez durumu göz ardı edenlerin sosyal sorunlar yaşadığını ifade eden Tufan, kuşaklar arası diyalog ve dayanışmanın yanı sıra yaşlanma ve yaşlılığa özgü bakıma muhtaçlık ve bunun finansmanı gibi konularda geleceğe yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti.
“Uzman Dr. Melih Vural : Klasik Batı Tıbbının İzlediği Yöntemle Alzheimer Tanısında 15-20 Yıllık Bir Gecikme Yaşanıyor“
Daha sonra sempozyumun ilk konuşmacısı olarak söz alan Nöroloji Uzmanı Dr. Melih Vural ‘ ‘Alzheimer , hayatın sonu mu ? ‘ başlıklı sunumunda söz konusu hastalığın beyin hücrelerinin genellikle ileri yaşlarda ölmesi ile ortaya çıkan rahatsızlıklardan biri olduğunu belirtti.
Bu hastalığın bireylerde yarattığı korkuya değinen Vural, eski ABD Başkanı Ronald Reagan ‘ı örnek olarak verdi ve Haluk Bilginer’in oynadığı Şahsiyet dizisinden alzheimer hastalığı ile ilgili bir bölümü katılımcılarla paylaştı.
Türkiye’de şu an 350 bin Alzheimer hastası olduğunu , diğer bunama vakalarıyla sayının 1 milyona ulaştığını vurgulayan Uzman Dr. Melih Vural, 2050 için bu rakamın 3 katına çıkmasının beklendiğini ve bunun ürkütücü bir tablo ortaya koyduğunu söyledi.
Klasik batı tıbbının izlediği yöntemle tanının 15-20 yıl civarında geciktiğini kaydeden Vural, Alzheimer’ın geri dönülmez olduğu düşünülse de kimi tedavi çalışmalarında olumlu gelişmeler kaydedildiğini belirtti.
Uzman Dr. Melih Vural Alman patolog Alois Alzheimer’ın hafızanın yanı sıra günlük işlevleri bozacak şekilde hayatı etkileyen bu hastalığa ilk olarak 1906’da tanı koymasından bu yana yapılan çalışmalar ışığında hücre fonksiyonlarının bozulmasıyla nasıl başladığını ve ilerlediğini görseller ve şemalar üzerinde detaylı olarak anlattı.
Ailede hastalık taşıyan kişi olması , obezite, uyku apnesi, sınırlı egzersiz gibi faktörlerin riski arttırdığını belirten Vural, bu rahatsızlıkların tedavi edilmesinin Alzheimer’ı önlemede önemli olduğunu vurguladı.
Tedavi için kullanımda olan sadece 2 ilaç bulunduğunu söyleyen Uzman Dr. Melih Vural, genel kanının aksine aşı çalışmalarına sonuç alınamadığı için artık devam edilmediğinin altını çizdi.
Hücrenin enerji santrali olarak nitelediği mitokondriyi etkileyen ilaçlara (antidiyabetik , ritm düzenleyici, demans, antidepresan ilaçları vb. ) değinen Vural, ağır metaller , tarım ilaçları , sigara, şeker, çiftlikte yetiştirilen su ürünleri ve yanlış beslenmeden uzak durulması tavsiyesinde bulundu. Dr. Melih Vural, 2. beyin olarak adlandırılan bağırsakların sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak Ketojenik diyet ve Akdeniz tipi beslenmeyi önerdi.
Zerdeçal , zencefil, sumak, kabuksuz çiğ kuruyemiş, kefir ve kombuça çayı tüketilmesinin önemini vurgulayan Uzman Dr. Melih Vural, oldukça büyük ilgi gören sunumunun sonunda soruları yanıtladı.
“Prof. Dr. Bernd Seeberger : Yaş Dostu Bir Kültür Oluşturulması Gerekiyor “
Daha sonra söz alan Avusturya Hull Üniversitesi Gerontoloji ve Demografi Kürsü Başkanı Prof. Dr. Bernd Seeberger ise’ Gerontoloji – Toplum ihtiyaçlarına bir cevap ‘ başlıklı konuşmasına ilk kez geldiği Kıbrıs’ta bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyleyerek başladı.
Gerontoloji kavramını açıklayan Seeberger Avrupa’da bu yöndeki çalışmaların 1970’lerde başladığını ifade etti. Gerontolijinin sosyal, ekonomik ve kültürel olarak 3 başlığa ayrıldığını kaydeden Prof. Dr. Bernd Seeberger farklı alanlardaki çalışmaların birbirini destekleyecek şekilde yürütüldüğünü belirtti.
Yaşlı bireylerin bakımının ciddi olarak ele alınmasının ve konuya ilişkin sosyal programlar oluşturulmasının gerekliliğinin altını çizen Prof. Dr. Bernd Seeberger, yaşlanmanın sosyolojik ve kültürel yansımalarına, toplumdan topluma değişen bakış açısına ve demografik farklılıkların etkisine de vurgu yaptı.
Farklı ülkelerden bilim insanlarıyla uluslararası çalışmalar yaptıklarını söyleyen Seeberger, mekan, zaman, yaş kavramlarının gerontoloji açısından önemine değindi.
Kendisinin de Gerontoloji ve Demografi Kürsü Başkanı olduğu Avusturya Hull Üniversitesi’nde konuya ilişkin düzenlenen master programını detaylandırarak aktaran Prof. Dr. Bernd Seeberger, yaş dostu bir kültür oluşturulması gerektiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.
“Yard. Doç. Dr. Fzt. Özge Çakır: . Qi-Gong Ruhsal ve Fiziksel İyilik Halini Destekleyen Bir Egzersiz Türüdür”
60+ Tazelenme Üniversitesi eğitmeni ve GÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Yard. Doç. Dr. Fzt. Özge Çakır ise “Kaliteli Yaş Almada Terapatik Qi-Gong egzersizlerinin etkileri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. ‘İnsanlar nasıl daha uzun yaşayabilir? ’ sorusunun sık sık gündeme geldiğini söyleyen Çakır, kaliteli yaş almak kavramına değindi . Stres yönetiminin, aktif yaşamın öneminin altını çizen Fizyoterapist Özge Çakır, tamamlayıcı ve alternatif tıpla öne çıkan bedensel uygulamalar bulunduğunu hatırlattı. Qi-Gong’un 7000 yıllık bir geleneksel Çin egzersizi olduğunu dile getiren Yard. Doç. Dr. Fzt. Özge Çakır 60+ Tazelenme Üniversitesi’nde bunu ders olarak verdiklerini vurguladı.
Çin tıbbına göre ‘Chi’ olarak adlandırılan yaşam enerjisini bozan etkenlerin hastalıklara yol açtığını ifade eden Çakır, kendi uzmanlık alanı sebebiyle bu tür egzersizlerin tedavi amacıyla nasıl kullanılabileceğini araştırdıklarını söyledi. Hareketliliği esas alan Chi-Kung ve Qi- Gong türü çalışmaların aşamalarını; ana konsantre olmak ,gevşeme, meditasyon , solunum , vücut postürü ve hareket olarak sıralayan Özge Çakır, detaylı bilgileri görseller ve videolar üzerinden aktardı .
Bu tür egzersizlerin uzun süreli yapılmasının stres hormonlarını azaltıcı etkisiyle depresyon ve anksiyetenin ortadan kaldırılmasında , bağışıklık sistemini güçlendirmede , hastalıklardan korunmada olumlu etkileri olduğunun bilindiğini söyleyen Yard. Doç. Dr. Fzt. Özge Çakır , verdikleri derslerin geri bildirimlerinin olumlu olduğunu ve uzun dönemdeki verileri ilerde paylaşacaklarını kaydetti.
Ruhsal ve fiziksel iyilik halini destekleyen egzersizin ana aşamalarını göstererek anlatan Özge Çakır’ın daha sonra katılımcılarla birlikte yaptığı çalışma oldukça büyük ilgi gördü.
“Prof. Dr. İsmail Tufan : Yaşlı Bireylerin Kendilerini Toplumun Bir Parçası Olarak Hissetmelerini Önemsiyoruz“
Sempozyumun sonunda söz alan Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Gerontoloji Bölüm Başkanı ve 60 + Tazelenme Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. İsmail Tufan ‘ 60 + Tazelenme Üniversitesinin Teorik Yapısı ‘ başlıklı interaktif bir sunum gerçekleştirdi.
Tufan , söz konusu programı oluşturmalarından bu yana yaptığı gözlemlere dayanarak katılımcıları çeken nedenleri, yüksek motivasyonla katılma sebeplerini örnekler üzerinden detaylandırarak anlattı . Akdeniz Üniversitesi’nde 4 yıldır devam eden programın Girne Üniversitesi’nde Koordinatörlüğünü yürüten Yard. Doç. Dr. Emete Toros ve desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Zeynep Onur başta olmak üzere gönüllü eğitmenlerin yaptıkları özverili çalışmaların da altını çizdi.
Prof. Dr. İsmail Tufan, onur , özsaygı , öz değer , anlam gibi kavramlara sebeplerini açıklayarak atıfta bulundu ve bunların programın teorik altyapısını oluşturduğunu söyledi .
Varoluşsalık, bütünsellik, adillik kavramlarına da vurgu yapan Tufan, katılımcıların bu eğitimin bir parçası olarak bunlara yeni anlamlar yüklediğini kaydetti.
Prof. Dr. İsmail Tufan, hareketsiz ve izole bir yaşamın yaşlı bireyler açısından daha riskli olduğunu, aksine kendilerini toplumun bir parçası olarak hissetmelerini önemli gördüklerinin altını çizdi . 60+ Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinin programda yer alarak örnek teşkil ettiklerini belirten Tufan, katılımcıların edindikleri bilgileri çevreleriyle paylaşmasının da bir diğer kayda değer sonuç olduğunu dile getirdi.
Sözlerinin devamında eğitimler süresince gelen taleplerle Akdeniz Üniversitesi’nde 50+ programını açtıklarını söyleyen Prof. Dr. İsmail Tufan farklı tanımları bulunan yaşlılık açısından sağlık , bağımsızlık , özgür irade , ilişki , gelişme gibi kavramlara da değinerek sözlerini tamamladı.
Sempozyumun sonunda konuşan Yard. Doç. Dr. Emete Toros da konuşmacılara ve başta İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Altınay olmak üzere programa destek sağlayan herkese ve katılımcılara teşekkür etti. 60+ Tazelenme programında yer almanın kendisi için gurur kaynağı olduğunu ifade eden Toros, 2 Mart 2020 Pazartesi günü saat 15.00’de ders sunumlarının yapılmasıyla yeni dönemin başlayacağı müjdesini verdi.
Yoğun ilgi gören III. Uluslararası Yaşlanan İnsan ve Toplum Sempozyumu konuşmacılara katılımlarından dolayı birer teşekkür belgesinin sunulması ile son buldu.