Tataristan’ın önemli üniversite, kütüphane ve müze yetkililerinden oluşan heyet onuruna düzenlenen “Güzel Sanatlar Eylül Sergisi”, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Sergi Salonu’nda açıldı.
Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesinin 16 sanatçı akademisyeninin bir araya getirdiği “Güzel Sanatlar Eylül Sergisi”; resim, heykel, seramik, vitray ve baskı resimlerden oluşan 50 eseri sanatseverlerle buluşturuyor.
Elabuga Devlet Tarihi-Mimari ve Sanat Açık Hava Müzesi Genel Müdürü Rudenko Gulzada Rakipovna, Kazan Tıp Üniversitesi Yabancı Uyruklu Öğrencilerle Çalışma Fakültesi Dekanı Koşpayeva Yelena Svyatoslavovna, Kazan Federal Üniversitesi Elabuga Enstitüsü Müdürü Merzon Yelena Yefimovna, Tataristan Cumhuriyeti İlimler Akademisi Kütüphane Başkanı Salyakhova Alfiya Flyurovna, Tataristan Cumhuriyeti Devlet ve Halk Sanatçısı Salyakhov Rabis Magalimoviç ve Marat Khayrutdinov’dan oluşan Tataristan Heyeti onuruna düzenlenen sergi, Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin düzenlediği 427’nci sergi olma özelliğini taşıyor.
Açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ve Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Erdal Aygenç’in yaptığı sergi, 30 Eylül’e kadar ücretsiz olarak ziyarete açık olacak.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: “Yakın Doğu Üniversitesi ve Kıbrıs Modern Sanat Müzesi öncülüğünde, sanatla bütünleşerek, bütün dünya insanlarına maruz kaldığımız engelleri aşacağımızın mesajını veriyoruz.”
Yakın Doğu Üniversitesi’nde bulunan Tataristan Heyeti onuruna açılan Güzel Sanatlar Eylül Sergisi’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ata yurdu Tataristan’dan gelen misafirleri selamlayarak başladığı konuşmasında, “Kıbrıs Türkleri olarak, binlerce yıl öncesine dayanan akrabalık bağlarımız olan sizleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en müstesna üniversitesi olan Yakın Doğu Üniversitesi’nde böylesine anlamlı bir sanat etkinliğinde ağırlıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Ortak atalarımızdan gelen bağlarımız bizi burada buluşturdu” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin maruz kaldığı acımazsız ambargoların sanat yoluyla dünya ile bütünleşerek aşılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Yakın Doğu Üniversitesi ve Kıbrıs Modern Sanat Müzesi öncülüğünde, sanatla bütünleşerek, bütün dünya insanlarına bu engelleri aşacağımızın mesajını veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Aramızda binlerce kilometre olsa da başta Tataristan olmak üzere bütün Türki Cumhuriyetleri ile aramızda akrabalık bağları ve gönül birliği var. Belki bugün farklı lisanlarda konuşuyoruz ancak bizim tarihimiz birdir, kültürümüz birdir, duygularımız birdir, yüreklerimiz birdir. Bu birliği dışa vurmanın en önemli yolu da sanattır. İşte bugün burada Yakın Doğu Üniversitesi’nde bu birliği yaşamanın mutluluğunu yaşıyoruz” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Tatar, Güzel Sanatlar Eylül Sergisi’de emeği geçen sanatçıları kutlarken, Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’ni kurarak bu birlikteliğin güçlenmesine yaptığı katkılar nedeniyle Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’e de teşekkür etti.
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin taşıdığı misyon, Türk dünyasının taşıdığı ortak özün ışıltısını güçlendirirken, evrenselle bütünleştirmektir.”
Sergi açılışında yaptığı konuşmasına, “Güzel Sanatlar Eylül Sergimizin, Tatar misafirlerimiz onuruna düzenleniyor olmasını Kıbrıs Modern Sanat Müzemizin, kuruluş felsefesini göz önünde bulundurduğumuzda çok anlamlı buluyorum” sözleriyle başlayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetimiz ve Doğu Akdeniz’le Türk dünyası arasında sarsılmaz bir köprü kurma hedefiyle her geçen gün büyüyen ve bölgenin en önemli sanat merkezine dönüşen Kıbrıs Modern Sanat Müzemizde, büyük bir çoğunluğu; Türki Cumhuriyetlerden gelerek, dönem dönem sanatsal üretimlerini Kuzey Kıbrısımızda gerçekleştiren ve sayısı 3 bine ulaşan sanatçıların eserleri aynı çatı altında buluşuyor. Bu üretkenlik ve zenginlik; Akdeniz’in merkezinde Türk kültürünü, sanatını ve tarihini; modern sanatla birleştirerek evrensele taşıyan eşsiz bir kültür sanat merkezinin yükselişine, tanık olmamızı sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Geçen hafta, Denizcilik Tarihi Müzesi TEAL’in Girne Limanında kendisi için hazırlanan özel alana alındığı törende, Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel’in değindiği “Sanatı; bütün dillerin, inanışların ve engellerin çok ötesinde; kapsayıcı ve evrenselliğe ulaştıran en önemli iletişim aracı olarak görüyoruz. Sanat kapsayıcıdır ve bütün insanlığı aynı ortak algıda birleştirme gücüne sahiptir” sözlerine değinen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Diğer yandan sanat, aynı köklerden gelen ve ortak bir kültürün ve tarihin var ettiği insanlara; sahip oldukları ortak özü hatırlatma kudretine de sahiptir. İşte Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin taşıdığı misyon tam da budur: Türk dünyasının taşıdığı ortak özün ışıltısını güçlendirirken, evrenselle bütünleştirmek” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Erdal Aygenç: “Yakın Doğu için sadece Olmak ya da olmak, yapmak ya da yapmak, başarmak ya da başarmak, üretmek ya da üretmek, koşmak ya da koşmak vardır.”
Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Erdal Aygenç ise konuşmasına “Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi sanatçıları olarak, Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için hazırladığımız 427’inci sergiyi sizlerle buluşturmanın sevinci içindeyiz” sözleri ile başladı.
Sanatın bir sabır işi olduğuna ve sanatçının ürettiği her eserin insanın ruhuna dokunması gerektiğine vurgu yapan Prof. Erdal Aygenç, “Sabır, sineye çekmek gibi algılanır çoğunlukla. Hani dişler kenetlenir, yumruklar sıkılır, insan içten içe kendini ısırmaya devam ederek öylece durur, bekler ya; sonra da bu eylemsizlik ve bastırılmışlığın adına sabır denir. Dayanmak, katlanmak, boyun eğmek, zamana bırakmak, oturup beklemek sabır mıdır? Kesinlikle hayır! Sanat ve Yakın Doğu kültürü için sabır eylemdir; sabır bilmektir; sabır yönetmektir” ifadelerini kullandı.
Shakespeare’in Hamlet oyunundaki sözünü hatırlatan Prof. Aygenç, “Kimi sözler vardır, neredeyse tüm dünya insanları bilir ve söyler. Tıpkı ‘Olmak ya da olmamak’ gibi. Yakın Doğu Ailesi’nin başarılarının en temel nedeni de adeta tüm olumsuzluk eklerini lügatından silmiş olmasıdır. Yakın Doğu için sadece olmak ya da olmak, yapmak ya da yapmak, başarmak ya da başarmak, üretmek ya da üretmek, koşmak ya da koşmak vardır” dedi.